19.2.12

Dilsiz Palyaço




               Ağzındaki bir düdükle her şeyi kolaylıkla anlatabiliyordu. Kimse onun gerçekten dilsiz olduğuna inanmıyordu. Ambulans gördüğünde yere yatıp "ölen adam" taklidi yapan, karşıdan karşıya ağır çekimde geçip şoförleri çıldırtan, gidip polis memurlarına yazan, insanların arasından seçtiklerine düdükle talimatlar vererek oynatan, eğlendiren, kendi çevresinde oluşan geniş çemberin ortasına aniden dalan ve gösteriden haberi olmayan yaşlı amcanın çıkmasını beklerken patlamış mısır yediğine bizi inandıran fakat para toplama kısmına gelindiğinde çevresinde kimseyi bulamayan bu palyaço en sonunda eşyalarını ve bozukluklarını sırt çantasına koyup mola veriyordu, havuz başında oturan insanlara katılarak. Molada yanına gelen ve hala ona inanmayan insanlara konuşmayarak anlatıyordu, anlamak istemedikleri ya da yakıştıramadıkları dilsiz oluşunu.

             Bir gösteri daha yapıyor , molada kendisine uzatılan kolayı içtikten sonra. Kalabalık tekrar toplanıyor, artıyor, gülüyor, coşuyor ve para verme zamanı kimse kalmıyor yine... Alabildiklerini çantasına koyuyor; şapkasını ve eşyalarını.
            Düdüğü boynunda, makyajı hâlâ yüzünde, alıyor çantasını ve karışıyor kalabalığına, Madrid sokaklarının.Sessizce...

  

Hiç yorum yok: